Lacan’ın yapısalcı psikanalitik yaklaşımına göre, arzunun özneyle arasındaki mesafeyi ve bilinçdışının dilsel yapısını anlamak açısından oldukça zengin bir semboldür. Lacan, rüyaların doğrudan bir anlam taşımaktan ziyade, öznenin bilinçdışında yapılandırılmış olan dil aracılığıyla arzularını dolaylı biçimde ifade ettiğini öne sürer. Sevdiğin kızı rüyada görmek, arzunun doğrudan tatmini olmaktan ziyade, öznenin eksikliğiyle ve ulaşamadığı tamamlanma isteğiyle ilişkilidir. Bu tür bir sembol, genellikle kişinin kendi arzularının kaynağını, nesnesini ve bu aradaki mesafeyi sorgulayışını gündeme getirir. Lacan’ın ayna evresi kavramı, bireyin kendilik algısının ilk kez dışarıdan bir imgeyle kurulduğu dönemi anlatır. Rüyada sevdiğin kızı görmek, ayna evresindeki o ilk bütünlük yanılsamasının rüya yoluyla yeniden sahnelenmesi olarak da okunabilir. Burada sevilen kişi, öznenin arzuladığı bütünlük ve tamlık imgesini temsil eder; fakat bu imge, her zaman arzu nesnesiyle arasında bir mesafe barındırır. Rüya, bu mesafeyi kapatmaya çalışırken bilinçdışının dilsel oyunlarıyla arzunun erişilmezliğini yeniden üretir. Psikolojik açıdan bakıldığında, rüyada sevdiğin kızı görmek, bastırılmış duyguların ve ifade edilemeyen isteklerin sembolik bir tezahürü olabilir. Bilinçdışının dili, arzunun doğrudan anlatımına izin vermediğinden, sevilen kişi çoğu zaman bir gösteren olarak işlev görür ve burada asıl anlatılmak istenen duygular, semboller ve imgeler aracılığıyla dolaylı biçimde ifade edilir. Bu bağlamda, rüya öznesiyle arzu nesnesi arasındaki ilişki, her zaman eksik ve tamamlanmamış bir yapıya sahiptir; çünkü Lacan’a göre arzu, öznenin sonsuz bir arayışta olmasıyla tanımlanır. Kültürel açıdan ise, sevdiğin kızı rüyada görmek, toplumun aşk ve bağlılık imgelerine yüklediği anlamlarla da şekillenir. Kolektif bilinçdışında aşk, çoğu zaman ulaşılması imkânsız bir ideale dönüşür ve bu ideal, bireyin rüyasında sembolik olarak tekrar ortaya çıkar. Böylece, sevdiğin kızı rüyada görmek, hem kişisel arzuların hem de toplumsal beklentilerin bilinçdışındaki karşılığını yansıtan çok katmanlı bir sembol olarak değerlendirilebilir. Bilinçaltı düzlemde ise, sevdiğin kızı rüyada görmek, öznenin kendi kimliğiyle ve eksikliğiyle yüzleşmesine aracılık eder. Lacan’ın gösteren zinciri kavramı burada önem kazanır; çünkü rüyada görülen kişi, bilinçdışındaki arzunun bir göstergesi olarak sürekli başka anlamlara gönderme yapar. Bu nedenle, rüyada sevdiğin kızı görmek, yalnızca yüzeyde görülen bir tema değil, derinde işleyen dilsel ve yapısal süreçlerin bir ürünü olarak da anlaşılmalıdır.