Rüyada anneyle kavga etmek, İbn Arabî’nin vahdet-i vücûd felsefesiyle bakıldığında, kişinin kendi varlığının temel kaynağıyla, yani ilahi özle kurduğu ilişkiye dair derin bir semboldür. Anne, hem bilinçaltında hem de tasavvufî anlamda Rahmanî rahmetin, şefkatin ve kökene dönüşün ifadesidir. Rüyada anneyle kavga etmek, zahiren bir çatışma gibi görünse de, batınî anlamda insanın içsel yolculuğunda yaşadığı tereddütleri, öz benliğiyle girdiği mücadeleyi yansıtır. Bu, kişinin kendi içindeki merhamet ve kabullenmeyle yüzleşme sürecidir. Anneyle yaşanan kavga, çoğu zaman ruhun derinliklerinde bastırılmış duyguların, geçmişteki kırgınlıkların ve çözülmemiş meselelerin yüzeye çıkışı olarak yorumlanır. İbn Arabî’ye göre, her bir varlık Hakk’ın bir tecellisidir; anne de yeryüzündeki ilahi rahmetin en parlak simgelerindendir. Bu yüzden rüyada anneyle kavga etmek, özünü inkâr etme, yaradılışındaki saf sevgiden uzaklaşma veya ilahi rahmetle bağın zayıflamasıyla ilgili olabilir. Kişi bu rüyada, kendi içindeki çatışmalara, huzursuzluklara ve sorgulamalara işaret eden bir aynayla karşılaşır. Psikolojik açıdan, rüyada anneyle kavga etmek bireyin bağımsızlaşma arzusunu, yetişkinliğe geçişte yaşadığı sancıları ve bazen de suçluluk duygularını sembolize edebilir. Anne figürü bilinçdışında hem güvenin hem de otoritenin temsilcisidir; bu nedenle rüyada ona karşı gelmek, kendi sınırlarını belirleme ihtiyacının bir yansımasıdır. Aynı zamanda kültürel olarak anneyle yaşanan çatışmalar, toplumun değerleriyle bireysel arzular arasındaki gerilimi de temsil edebilir. Bu tür bir rüya, insanın kendi hakikatine ulaşma arzusunda geçtiği merhaleleri, içsel dönüşümün sancılarını ve nihai olarak rahmete erişme çabasını açıklar. Vahdet-i vücûd perspektifinde, her çatışma, birliğe ulaşma yolunda aşılması gereken bir perdedir ve gerçek barış, insanın kendi ilahi özüyle barışmasında bulunur. Rüyada anneyle kavga etmek, özünde insanın kendini keşfetme, bağışlama ve yeniden bütünlenme arzusunun sembolik bir ifadesidir.