Jung’un psikolojik arketipleriyle yakından bağlantılı bir semboldür. Duvar, kolektif bilinçdışının sınırlarını ve bireyin kendini dış dünyadan koruma eğilimini temsil eder. Bu anlamda, duvarın yıkılması, kişinin iç dünyasında yer etmiş engellerin, bastırılmış duyguların ya da toplumsal kalıpların çözülüşünü simgeler. Mitolojik açıdan bakıldığında duvarlar, antik şehirlerin ve kutsal alanların sınırlarını belirlerken, duvarın yıkılması yeni bir dönemin, dönüşümün ve bilinmeyenle yüzleşmenin kapısını aralar. Bu rüya sembolünde gölge arketipi öne çıkar; Jung’a göre gölge, bireyin kabul etmediği yanlarını, bastırılmış arzularını ve korkularını barındırır. Rüyada duvar yıkılması, gölgenin içsel dünyada yüzeye çıkması ve bireyin kendi karanlık yönleriyle karşılaşmaya hazır hale gelmesiyle açıklanabilir. Mitolojide, örneğin Babil’in surlarının yıkılması ya da Troya’nın aşılması, bir dönemin kapanıp yenisinin başlamasını simgeler; psikolojik olarak ise kişinin eski inançlarını, korku ve endişelerini geride bırakmaya başladığı bir evreyi anlatır. Duvar yıkılması rüyası aynı zamanda kahraman arketipinin yolculuğuna bir davet niteliği taşır. Kahraman, içsel ve dışsal engelleri aşmak için yola çıkar, duvarların ardında saklı olan ve bilinçdışında yer alan hazineyi bulmak ister. Bu süreçte, ana tanrıça arketipi de besleyici ve koruyucu yönüyle devreye girer; yıkılan duvarlardan sonra açığa çıkan yeni alan, kişinin büyüme ve dönüşüm potansiyelinin simgesidir. Hem mitolojide hem bireysel psikolojide duvar yıkılması, engellerin aşılmasıyla ortaya çıkan özgürlük, yenilenme ve bireysel bütünleşme ihtiyacını sembolize eder. Rüyada duvar yıkılması görmek, kültürel açıdan da eski yapının, geleneksel anlayışların veya ailevi sınırların sorgulanmasına işaret eder. Toplumsal mitlerde, duvarların devrilmesi çoğu zaman devrimsel değişimlerin, yeni inançların ve kolektif bilinçteki dönüşümlerin başlangıcıdır. Kişisel anlamda ise bu rüya, bireyin kendi yolculuğunda önemli bir eşiği aştığını, yeni bir benlik ve kimlik arayışına girdiğini gösterir. Jung’un arketip teorisiyle bakıldığında, rüyada duvar yıkılması, hem bireysel hem de evrensel düzlemde dönüşümün, içsel dinamizmin ve özgürleşmenin güçlü bir simgesidir.