Klasik Freudyen modele göre rüyada kelebek görmek, ego, id ve süperego arasındaki çatışmanın sembolik bir dışavurumudur. Kelebek, bilinçaltında dönüşüm, özgürlük ve hafiflik gibi temaları temsil ederken, aynı zamanda bireyin içgüdüsel istekleriyle toplumsal normlar arasında yaşadığı denge arayışını da simgeler. Rüyada kelebek görmek, kişinin içindeki bastırılmış arzular ve bu arzuların toplumsal beklentilerle olan çatışmasının sembolize edilmesi anlamına gelir. Bu rüya, bilinçli zihinde farkında olunmayan, derinlerde yer alan dürtülerin ve duyguların, semboller aracılığıyla ortaya çıkmasına olanak tanır. Freud’a göre kelebek, özellikle id’in özgürleşme isteğini ve ego ile süperego arasındaki çatışmayı temsil eder. Kelebek sembolü, kişinin kontrol etmekte zorlandığı arzularının ya da toplumsal baskılara karşı duyduğu içsel özgürlük arzusunun bilinçdışında işlenişini yansıtır. Burada, egonun gerçeklikle uyum sağlama çabası ve süperegonun ahlaki değerleri arasında bir denge kurma isteği, rüyada kelebek görmek biçiminde sembolik olarak ortaya çıkabilir. Bu anlamda kelebek, kişinin bilinçli yaşamında cesaret edemediği değişim arzusunu ya da bastırdığı duyguları ifade eder. Psikolojik açıdan rüyada kelebek görmek, bireyin iç dünyasında yaşadığı değişim ve dönüşüm süreçlerine işaret eder. Bu sembol, kişinin kendi potansiyelini keşfetme, kendini yeniden tanımlama ve yaşamında yeni bir evreye geçme isteğini gösterebilir. Bilinçdışı düzeyde ise kelebek, ruhsal yenilenme ve büyüme ihtiyacının, rüya aracılığıyla farkına varılmasını sağlar. Böylece, rüyada kelebek görmek, hem bireysel hem de toplumsal düzeyde değişim ve özgürleşme arzusunun bilinçaltındaki yansımalarını ortaya koyar. Kültürel açıdan kelebek, birçok toplumda ölüm ve yeniden doğuş, ruhun özgürleşmesi gibi temalarla ilişkilendirilir. Rüyada kelebek görmek, bu kolektif sembollerin bilinçdışında işlenişini ve kişinin yaşadığı kültürel değerlerle içsel dünyası arasındaki bağlantıyı da yansıtır. Kelebek, insanın hem psikolojik hem de kültürel olarak değişim yaşama ve bu değişimi benimseme sürecindeki çatışmalarını sembolize eder. Freudyen bakış açısıyla, böylesi bir rüya, insanın bilinçli ve bilinçdışı süreçlerinde denge kurma çabasının bir göstergesi olarak değerlendirilebilir.