Freud’un psikanalitik yaklaşımına göre rüyada arkadaşının öldüğünü görmek, bastırılmış arzuların ve bilinçaltındaki çatışmaların sembolik bir dışavurumudur. Bu tür bir rüya, genellikle çocukluk döneminden taşınan kıskançlık, öfke ya da sahiplenme gibi duyguların rüya yoluyla kendini göstermesine işaret eder. Arkadaş figürü, çoğu zaman kişinin gelişimsel evrelerinde önemli rol oynamış kişilerle, yani anne-baba ya da kardeş gibi otorite ve sevgi nesneleriyle özdeşleştirilebilir. Bu nedenle arkadaşının öldüğünü görmek, kişinin iç dünyasındaki rekabet, suçluluk veya kendini yetersiz hissetme gibi duygularının bilinçdışında sembolleştiği bir anlatım olabilir. Freud’un kuramında ölüm, çoğu zaman agresif dürtülerin, hatta bazen de libidinal enerjinin bir maskesi olarak karşımıza çıkar. Rüyada arkadaşının öldüğünü görmek, kişinin bu arkadaşa karşı duyduğu bastırılmış öfke, kıskançlık ya da gizli rekabet duygularının dışavurumudur. Çocukluk yıllarında, özellikle fallik dönemde, arkadaşlarla yaşanan paylaşım, kıyaslama ve sahip olma arzuları bilinçaltında derin izler bırakır. Bu izler, yetişkinlikte benzer bir arkadaş figürüyle olan ilişkide yeniden tetiklenebilir ve ölüm temasıyla sembolize edilebilir. Kültürel açıdan bakıldığında ise ölüm teması, yenilenme, dönüşüm ya da bir dönemin kapanışını temsil edebilir. Freud’un yaklaşımında ise bu sembolizm, bireyin bilinçaltında suçluluk, yas ya da kayıp duygularının işlendiği bir alan olarak anlam kazanır. Arkadaşının öldüğünü görmek, aynı zamanda kişinin kendi kimliğinde yaşadığı değişimleri, bağımsızlaşma çabalarını ya da kişisel sınırlarını yeniden tanımlama ihtiyacını da gösterebilir. Böyle bir rüya, bastırılmış duyguların ve çözülmemiş çatışmaların dilidir; bireyin içsel dünyasında barış sağlama çabasının sembolik bir anlatımıdır. Rüyada arkadaşının öldüğünü görmek, çoğunlukla kişinin bilinçaltındaki karmaşık duyguların, çocukluk deneyimlerinin ve toplumsal değerlerin bir bileşimi olarak ortaya çıkar. Freud’a göre, rüyalar bir tür istek tatmini işlevi görür; bu rüya da, bastırılmış arzuların ve agresif dürtülerin zararsız bir şekilde boşalmasına olanak tanır. Arkadaşının ölümünü görmek, bireyin hem içsel hem de toplumsal ilişkilerinde yaşadığı çatışmaları çözme ve anlamlandırma sürecinin bir parçası olarak değerlendirilebilir.