Lacan’ın yapısalcı psikanalitik yaklaşımıyla ele alındığında, bilinçdışının dil ve semboller yoluyla kendini ifade edişinin önemli bir göstergesi olarak okunabilir. Lacan’a göre rüyalar, öznenin arzularının ve kimliğinin yapılandığı dilsel bir alanda anlam kazanır. Rüyada erkek çocuğu olduğunu görmek, öznenin kendilik deneyimiyle ve toplumsal cinsiyet kimliğiyle kurduğu ilişkiye dair bilinçdışı mesajlar barındırabilir. Bu tür bir rüya, öznenin henüz tamamlanmamış, bütünlenmemiş bir kimlik arayışında olduğunu, belki de güç, masumiyet veya yeni başlangıçlara duyduğu özlemi temsil eder. Erkek çocuğu sembolü, kültürel bağlamda genellikle güç, özgürlük, saflık ve potansiyel ile ilişkilendirilir. Dolayısıyla rüyada erkek çocuğu olduğunu görmek, kişinin kendi potansiyelini keşfetme arzusuna veya toplumsal beklentilere dair içsel çatışmalarına işaret edebilir. Lacan’ın ayna evresi kavramı burada önemli bir rol oynar; özne, kendi imgesini ilk kez bir bütün olarak algıladığında benlik duygusu oluşur, fakat bu algı her zaman eksiktir ve dışsal bir imgeye bağlıdır. Rüyada erkek çocuğu olduğunu görmek, öznenin bu bütünlenmemiş benlik duygusuyla, yani kendi içindeki eksikliği ve arayışıyla yüzleşmesinin bir ifadesi olabilir. Lacan’a göre dil, bilinçdışının yapısını belirler ve rüya da bu dilin bir ürünüdür. Erkek çocuğu figürü, rüya sahibinin bilinçdışında saklı arzularını ve özdeşleşme nesnelerini açığa çıkarabilir. Bu tür bir rüya, bireyin kendi gerçekliğiyle ve toplumsal rollerle kurduğu ilişkiyi yeniden yapılandırma ihtiyacını gösterebilir. Arzu, Lacan’ın teorisinde özne ile her zaman mesafeli, sürekli ertelenen ve tam olarak ulaşılamayan bir şeydir; rüyada erkek çocuğu olmak ise, bu ulaşılmaz arzunun farklı bir biçimde temsil edilmesi anlamına gelir. Psikolojik açıdan bakıldığında, rüyada erkek çocuğu olduğunu görmek, bireyin çocukluk anılarına, gelişimsel dönemlerine veya bastırılmış arzularına bir geri dönüş anlamı taşıyabilir. Kültürel olarak ise, toplumun erkeklik ve çocukluk üzerine yüklediği anlamlar, rüyanın yorumunda belirleyici olur. Bilinçaltı düzeyde ise, bu rüya, bireyin kendi iç dünyasında yaşadığı çatışmaları, eksiklikleri ve bütünlenme arzusunu sembolik bir dille dışa vurur. Lacan’ın yaklaşımında, rüyada erkek çocuğu olduğunu görmek her şeyden önce öznenin kendi arzusuyla ve kimliğiyle kurduğu karmaşık ilişkiye dair bilinçdışı bir anlatıdır.