Klasik Freudyen modele göre rüyada kendi saçını kesmek, bireyin iç dünyasında yaşanan ego, id ve süperego çatışmasının sembolik bir yansıması olarak ele alınır. Bu rüya, bilinçdışı süreçlerin yüzeye çıkmasında önemli bir rol oynar. Saç, çoğu zaman güç, kimlik ve özgüvenin simgesi olarak kabul edilir. Rüyada kişinin kendi saçını kesmesi ise, genellikle bastırılmış arzuların, toplumsal beklentilerle çatışmasının bir sonucu olarak ortaya çıkar. Burada id’in içgüdüsel istekleri, serbest bırakılmak isterken, süperego toplumsal normları ve kuralları temsil ederek bu dürtüleri denetlemeye çalışır. Ego ise her iki taraf arasında denge kurmaya çalışırken, bireyin günlük yaşantısındaki stres ve kaygıları da bu rüyada kendini gösterebilir. Bu rüya sembolü, kişinin hayatında bir dönüşüm arzusu taşıdığını, kendine dair bazı yönlerini değiştirmek ya da kontrol altına almak istediğini gösterebilir. Freudyen bakış açısına göre, saçın kesilmesi bilinçdışında bir kayıp, yenilenme veya özgürleşme isteğiyle ilişkilendirilebilir. Bazen birey, sosyal rollerin baskısı altında kendi kimliğini yeniden inşa etme ihtiyacı hissedebilir. Bu durumda, saç kesme eylemi kişinin bastırdığı duyguları ve değişim arzusunu dışavurur. Kültürel açıdan da saç, farklı toplumlarda kutsallık, itaat veya isyan gibi çeşitli anlamlar taşıdığından, rüyada kendi saçını kesmek, kolektif bilinçdışında yer alan sembolleri de harekete geçirir. Rüyada kendi saçını kesmek, bilinçli düzeyde fark edilmeyen kaygıların, pişmanlıkların veya özgürleşme arzusunun bilinçdışındaki temsili olabilir. Bu rüya sırasında ortaya çıkan duygular, bireyin kendine ve çevresine karşı tutumunda değişiklik yapmak istediğine işaret edebilir. Freudyen teoriye göre, bireyin içsel çatışmaları ve toplumun dayattığı kurallar arasında gidip gelmesi, rüya içeriklerinde sembolik imgelerle ifade edilir. Saçını kesen kişi, bilinçaltında bir tür yeniden doğuş, temizlik ya da kendini cezalandırma motivasyonuyla hareket ediyor olabilir. Tüm bu yönleriyle rüyada kendi saçını kesmek, bireyin psikolojik, kültürel ve bilinçaltı alanlarındaki dinamiklerini anlamada önemli bir anahtar sunar.