İbn Arabî’nin vahdet-i vücûd felsefesiyle ele alındığında, kişinin içsel âleminde yaşadığı bir ayrışmanın, varlıkla olan birliği sorgulamasının sembolüdür. Hırsızlık, zahirde ahlâkî bir kusur gibi dursa da, bâtında insanın kendine ait olmayan bir şeyi arzulamasını, özünden uzaklaşmasını ve ilahî hakikatten sapmasını temsil eder. Varlığın tekliğinde her şeyin Allah’a ait olduğu bilinciyle, rüyada hırsızlık yaptığını görmek insanın nefsanî arzuları ile ilahî irade arasındaki çatışmasını yansıtır. Rüya sahibinin iç dünyasında eksik hissettiği, tamamlanmak istediği yanlarını arayışa çıkması, bazen de kendini bulma yolunda yaptığı hatalar anlamına gelebilir. Hırsızlık rüyası, psikolojik açıdan da kişinin bastırılmış arzularını, elde etmek istediği ama ulaşamadığı şeylere karşı duyduğu özlemi temsil eder. Bazen de, kişinin başkalarının haklarına duyduğu kıskançlığı, adalet duygusundaki zayıflığı ya da suçluluk hissini açığa çıkarır. Bu rüya, bilinçaltında sahip olma arzusunun, toplumsal ve ahlaki değerlerle çatışmasını simgeler. Rüyada hırsızlık yaptığını görmek, çoğu kez kişinin kendi öz benliğine yabancılaşması, kendini başkalarının gözünden değerlendirmesiyle ilgilidir. Kültürel olarak ise, hırsızlık eylemi toplumlarda genellikle olumsuz bir anlam taşır. Ancak tasavvufi bakışta, insanın içindeki “çalma” eylemi, hakikati ararken yanlış yollara sapmasını veya dünyevî hazlarda kaybolmasını simgeler. Rüyada hırsızlık yaptığını görmek bu açıdan, insanın maddî olana yönelip manevî olanı ihmal etmesinin bir işareti olabilir. Rüya sahibinin bu sembolü, kendi iç dünyasında sorgulaması ve ilahî hakikate yönelmesi için bir çağrı, bir uyarı olarak da algılanabilir. Sonuç olarak, rüyada hırsızlık yaptığını görmek, hem kişinin psikolojik çatışmalarını hem de ilahî hakikate dönme arzusunu ortaya koyar. Bu rüya, nefsin oyunlarıyla yüzleşmek, öz benliğe dönmek ve gerçek anlamda özgürlüğe erişmek için bir fırsat sunar. İbn Arabî’nin öğretisinde, her sembolün çok katmanlı anlamı olduğu gibi, bu rüya da insanı içsel yolculuğa davet eden bir kapı olarak görülmelidir.