Jung’un psikolojik arketipleri ışığında değerlendirildiğinde, kolektif bilinçdışında yer alan sadakat, koruma ve ilkel içgüdülerin sembolik bir yansıması olarak ortaya çıkar. Köpek, mitolojik anlatılarda çoğunlukla eşiğin bekçisi veya öteki dünyanın rehberi olarak karşımıza çıkar; örneğin Antik Yunan’da Hades’in üç başlı köpeği Kerberos, yeraltı dünyasının kapısını korur. Rüyada köpek görmek, kişinin kendi içsel sınırlarını ya da savunma mekanizmalarını keşfetmeye başladığını, bilinçaltında saklı ilkel güçlerle yüzleştiğini işaret edebilir. Burada köpek arketipi, gölge yönümüzle temasın, bastırılmış korkuların veya sadık dostluğun simgesi olur. Köpek figürü, aynı zamanda ana tanrıça arketipinin koruyucu ve şefkatli doğasına da bağlıdır; birçok kültürde köpek, annelik, bağlılık ve koşulsuz sevgiyle özdeşleşir. Rüyada köpek görmek, kişinin içsel annelik kapasitesini, kendine veya başkalarına duyduğu merhameti ve koruma ihtiyacını sembolize edebilir. Bu tür bir rüya, bireyin ilişkilerinde sadakat ve güven arayışına vurgu yaparken, aynı zamanda toplumsal bilinçdışında yer alan koruyucu güçlerle temas kurmasını sağlar. Özellikle dost canlısı bir köpek, bireyin kendisiyle ve çevresiyle daha sıcak, bağlı ilişkiler kurma ihtiyacına işaret eder. Mitolojik olarak köpek, kahraman yolculuğunda sadık yoldaş veya rehber rolüyle de öne çıkar. Rüyada köpek görmek, kişinin kendi yolculuğunda yanında olan içsel rehberi, bilinçli ya da bilinçdışı koruyucu güçleri temsil edebilir. Kimi zaman bu figür, tehlikelerden koruyan, bazen de bilinmeyene açılan kapıları aralayan bir anahtar görevi görür. Rüyanın detaylarına bağlı olarak köpek saldırgan veya tehditkâr ise, gölge arketipinin aktifleştiğini, bastırılmış öfke ve korkularla yüzleşilmesi gerektiğini gösterebilir. Kültürel açıdan köpek, sadakat ve korumayla ilişkilendirilirken, rüyada köpek görmek toplumsal değerlerin ve kolektif bilinçdışının güçlü imgelerini taşır. Bu sembol, geçmişten günümüze insanın içsel dünyasında düzenin, sadakatin ve güvenin koruyucusu olarak yer bulmuştur. Jung’un arketipleriyle mitolojik kökenlerin rüya sembollerine yansıması, köpeğin hem koruyucu hem de gölgeyle yüzleştirici yönünü derinlemesine anlamamıza olanak tanır.